Gündeliğe Övgü blogunda bahsedilen konuyu dün duyunca tüylerim diken diken oldu. Tayyip Erdoğan görülmemesi gereken şeyleri görmüş ve hepimizi kötü günler bekleyecek hissine kapılmıştım. Evet, gördüğü ve ahlak erozyonu olarak nitelendirdiği Maçka Küçükçiftlik parkında gerçekleşen UniRock 2009 Rock festivaliydi.
Tayyip'in söylediği sözler kanımın çekilmesine neden oldu;
"Dün maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Gerçekten üzüntü vericiydi. Bu şekilde sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor. Onun için aileye sahip çıkacağız. ‘Çoluğumuz, çocuğumuz nereye giderse, gitsin’ diyemeyiz. Kendi başına bırakılan unutmayın, ya davulcuya ya zurnacıya.”
Ya davulcu ya zurnacı deyimi zaten kendi "low profile background"una yakışacak bir gönderme, o kısım beni rahatsız etmedi. Zaten anlatmak istediği meseleyi Rock festivali üzerinden anca bu atasözüyle verebilir!
Beni asıl rahatsız eden bir flashforward; Gözümün önüne siyah beyaz bir Türkiye geldi. Her yer kara çarşaf, cüppe, uzun sakal, iğrenç bir hacıyağ ve pislik kokusu geldi, hem gördüm hem de kokladım bu görüntüyü. Midem bulandı.
Persepolis'in animasyon olmayan hali geldi gözümün önüne. Rock, club, punk müziklerini sessizce dinlediğimiz, küvette gizlice şarap yaptığımız görüntüler geldi aklıma. Korktum! Küçükken annemin ve babamın yanımda olmadığı zamanlarda yaşadığım güvensizlik, korku ve panik doldurdu içimi.
Umarım olmaz, umarım buna izin verilmez, umarım buna izin vermeyiz!
2 yorum:
Kendisinin ahlaki erozyon olarak nitelediği şeyin öpüşen, sarılan gençler olduğundan eminim. Bu insanlar hiçbir şeyden korkmaz çünkü öpüşen gençlerden korktukları kadar. Ahlaki erozyon denilen şey öte yandan, o kadar farklı ve başka bir boyutta o kadar ilerlemiş durumda ki. Maalesef ben de endişeliyim. Ama dediğin gibi, buna izin vermeyecek olan da biziz.
Kim bilir Berlin'de yaşamak ne kadar rahattır? Kim bilir diyorum ama sen bilirsin tabii :)
Yorum Gönder