31 Aralık 2009 Perşembe

Ayşe Özyılmazel Muamması

Herkes onu Haşmet Babaoğlu ve Okan Bayülgen’le tanıdı. Hayattaki tek amacı “Sugar Daddy” olmadığını bilmemiz gerekiyordu. Aşkları bitti ama onun şöhreti bitmek tükenmek bilmedi. Hep destek yağıyordu bu şirin(!) kıza. Kıyamıyorlardı sanırım. Artist aileden geliyor ya, Neco’nun torpilinden. Zamanında İstanbul Gelişim’de vokal bile yapmış. Donald Trump’ın kızı Ivanka Trump gibi, babasının ününden ilerlemiş bir ara. Ünlü/zengin babanın kızı/oğlu da torpille o yollardan geçer ya, aynı hesap işte ( Başka Örnek Şansal Büyüka’nın NTV Spor’daki kızı Sine Büyüka). Ajda Pekkan, Ayşen, Burcu Güneş gibi mükemmel seslerin arasından Ayşe Özyılmazel’le İstanbul Gelişim’i düşünmek kabus gibi geliyor.

Sonra kendi mesleğini yapmaya karar vermiş ve Hıncal’ını Uluç’unu ardına alarak gazeteciliğe dönmüş. Yaptığı işe gazetecilik denirse tabi. Mahalle karısı ağzıyla yazı yazdığından “Bir Mahalle Karısının Günceleri” tadındaki blog yazıları Sabah Gazetesi’ne daha da bir güzellik katıyor! Ne kadar da seviyor değil mi yazılarında bayağı tarzı. En çok kullandığı sözcüklere ve ünlemlere bakalım mesela.

“..... çit çit çit ye ye ye erkekler sözüm hepinize.”
“Ooo yooo Akmerkez”
"Şok! Şok! Şok!"
"Pes! Paydos! Adios!"
"Pöffffff pöfff ki ne pöfff!"
"Ey sevgili Akmerkez abiler-ablalar!"
"Heyyyt Ramiz Dayııı yürü beee..."
"Vaaayyy, yanalım, yanalım, kavrulalım valla."
"Puffff pufff ve de pufff"
"BİM BAM BOOOOMMM"
"Hüüüüüü!"
"Kapiş?"
"Okey mi? Hadi düm tek tek!"

Kendisi o kadar kabiliyetlidir ki tüm bunları, yeni yıl dolayısıyla sanırım, son yazısında biriktirip okuyucularına sunmuş. Nasıl bir paçozluk, nasıl bir yazma tarzıdır değil mi? Editörü bile yoktur eminim. Editör editlerken hüngür hüngür ağlayıp gazeteciliğin onuru adına intihar eder çünkü.

Bu da yetmezmiş gibi ölü, cansız, yavan ve güzel olmayan sesiyle bir de albüm çıkardı ve "damaklı" fotoğrafıyla müzik raflarındaki yerini aldı. (Fotoğraftaki o damaklar nedir ya, utanmadan bir de albüm kapağı olarak koymuşsunuz!) Mert Ekren paranın nereden geleceğini öğrenmiş sanırım. Şarkıcılıkta tutunamadığı dala yapımcılıkla uzanmaya çalışıyor. Yapımcılıkla da o dala uzanacağını sanmıyorum, çünkü albüm başarılı bir çalışma değil bir kere. Kadir Tapucu bile Banu Alkan’ın berbat sesinden dinlenebilir bir dijital harika yaratırken Mert Ekren bunu neden başaramamıştır merak içindeyim.



Anlamlandıramadığım bir durum daha var. Ortada görebileceğimiz bir yetenek yokken medya dahil olmak üzere tüm sanat camiası ne amaçla bu kızı destekliyor? Twitter’daki ünlüler, ki aralarında İclal Aydın, Nazlı Ilıcak, Oray Eğin, Gülben Ergen, Elif Dağdeviren var, kızı yere göğe sığdıramıyor. Körler sağırlarlar birbirini ağırlar durumu söz konusu diyebilir miyiz buna? Albüm tanıtımındaki Serdar Ortaç, Kenan Doğulu ve Yılmaz Erdoğan desteğine ne demeli peki? Ya da Ajda Pekkan’ın onunla yaptığı röportaja?


Sorular, sorular, sorular. Ortada tek bir mantıklı cevap var. O da Ayşe Özyılmazel’in çok iyi bir PR ve pazarlama örneği olması.

30 Aralık 2009 Çarşamba

Hair Crime

"Fashion crime" olur da "hair crime" olmaz mı hiç? İşte Empire dergisinin "Review of the Decade" dosyasındaki Top 10 Saç Suçları :)






Kaynak: http://www.empireonline.com/features/reviewofthedecade/ (Mükemmel bir dosya bu arada, diğer Top 10'lar için mutlaka bir göz atın!)

9 Aralık 2009 Çarşamba

Madonna Stratejisi

Madonna akıllı kadındır. Yıllar boyu müzik piyasasında bu aklıyla var olmuştur. Sesi ne Whitney Houston ne de Mariah Carey'dir. Ortalama bir vokali ve sesi vardır. Ancak öyle zeki bir kadındır kı uyguladığı taktikler pazarlama kitabına "Madonna Stratejisi" olarak geçecek cinstendir. Kraliçe olmak kolay değil tabi! (Strateji isminin tüm hakları "bilirkişi raporuna" aittir. Sana söylüyorum Cem Mumcu!)

Trendleri takip etmek zaten herkesin uyguladığı bir stratejidir, fakat var olabilmek ve kariyerine devam edebilmek için bu yeterli değil. Madonna'yı diğer starlardan ayıran bir özelliği var; Vantuz Özelliği. (Bu özellik bundan sonra Madonna Stratejisi olarak anılacaktır :)

Hepimiz biliriz ki insan bulunduğu jenerasyonu takip eder ve içinde bulunduğu jenerasyonun şarkıcılarını dinler. Örneğin benim dönemimde "boy band" olarak Back Street Boys revaçtaydı, sonra Westlife, daha sonra da Blue vb gruplar takip edildi. Blue dinleyen bir nesil zaten Back Street Boys'u takip etmiyordu, Back Street Boys kitlesi de "boy band" hevesini aldığı için de "Blue" olayına hiç girmedi.

Çok hızlı tüketen tüketiciler olduğumuz için bulunduğumuz jenerasyonun ürünlerini tadıp tüketiyoruz. Geriye dönüp diğer jenerasyonlara bakıp onları tüketmek demek vakit kaybı demek bizim için. Herşeye erişim ve herşeyi tüketim hızlı olmalı.

Madonna bunun çok farkındaydı. Her jenerasyona hitap etmenin bir numaralı kuralı o dönemin en parlak genç yıldızına Vantuz gibi yapışmaktı. Hem var olan dinleyici kitlesi duracak hem de kendisinden bir haber yeni jenerasyon dinleyicilerini hayran oldukları şarkıcıların yardımı ile kendisine çekecekti.

Neler mi yaptı Madonna? Bir göz atalım;



-Kylie Minogue'u beğendini söyleyerek konserlerine onun t-shirt'üyle çıktı.
-Britney Spears ve Christina Aguilera ile show yaparak onları dudaktan öptü.
-Britney Spears'la düet yaparak "In the Zone" videosunda oynadı.


-Justin Timberlake'le düet yaparak onu "4 Minutes" videosunda oynattı.
-Son albümünde Pharrell ile çalıştı ve onunla düet yaparak "Give it 2 me" videosunda oynattı
-Son dönemde de Lady Gaga'yı çok başarılı bulduğunu ve çok sevdiğini söyledi. Lady Gaga ile birlikte "Saturday Night Live" programının bir parodisinde oynadılar hatta.


Söyleyin bakalım! En favori şarkıcınızın sevdiği, klibinde oynadığı ve övdüğü şarkıcıyı siz de sevmez misiniz? Seversiniz! Britney'e hayran bir çocuk veya Lady Gaga'yı seven ergen bir kız Madonna'yı da sevmez mi? Sever tabii :)

Madonna zaten kraliçe, ama bu strateji ile yeni jenerasyonlar arasında da kraliçe olmaya devam edecek.

P.S. Sıkı bir Madonna hayranı olan Hande Yener bu stratejiyi kaşfetmiş olabilir mi sizce? :) Demet Akalın'la barıştığına göre çoktan keşfetti. Bengü'yle, Demet Akalın'la ve diğer şarkıcılarla laf yarışına gireceğine onlarla çalışsaydı, beraber şarkılar üretselerdi şimdi sürünüyor olmayacaktı. Her iki taraf da kazançlı çıkacaktı.